Ağlamak… Her hafta mutat olarak icra edilen, Riyâzu’s-Sâlihin seminerimizde bu hafta, “Ağlamak” konusu ele alındı.
Podcast (riyazus-salihin): Play in new window | Download
Subscribe:
Konular
00:07 – Mukaddime
00:19 – Riyâzu’s-Sâlihîn 455. Rivâyet
İbrahim İbni Abdurrahman İbni Avf’dan rivayet edildiğine göre, oruçlu olduğu bir gün Abdurrahman İbni Avf radıyallahu anh’ın önüne (mükellef bir iftar) sofrası getirdiler. O (sofraya şöyle bir baktı ve sonra) şunları söyledi: Mus’ab İbni Umeyr Uhud Savaşı’nda şehit edildi. O benden daha iyi idi. Ama kefen olarak bir kaftandan başka bir şeyi yoktu. Onunla da başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açıkta kalıyordu. Sonra dünyalık olarak her şey önümüze kondu -ya da dünyalık olarak her şey bize verildi- (Şimdi bunca nimetler önüme getiriliyor). İyiliklerimizin karşılığı dünyada peşin verilmiş olmasın! Bundan endişelenmekteyiz, deyip ağlamaya başladı. Hatta iftar yemeğini de yemedi, terketti.
15:53 – Mus’ab bin Umeyr (ra)
19:17 – Riyâzu’s-Sâlihîn 456. Rivâyet
Ebu Ümame Suday İbni Aclan el-Bahili radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah katında hiçbir şey, iki damla ve iki izden daha sevimli değildir:
Allah korkusuyla akıtılan gözyaşı damlası ve Allah yolunda dökülen kan damlası. İki iz ise, Allah yolunda çarpışırken alınan yara izi ve Allah’ın emrettiği farzlardan birini yerine getirmekten kalan kulluk izidir.”
26:41 – Nasr Suresi ve Efendimiz’in (sav) Tevazusu
31:55 – Riyâzu’s-Sâlihîn 457. Rivâyet
“Allah korkusundan ağlamak” konusuyla ilgili pek çok hadis bulunmaktadır. Mesela, bid’atlardan sakındırma konusunda geçen İrbaz İbni Sariye radıyallahu anh’ın, ” Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize kalpleri ürperten, gözleri yaşartan bir va’z ve nasihatta bulundu” anlamındaki rivayeti bunlardandır.
Bunun üzerine Âişe radıyallahu anhâ:
Seminer yeri: Uluçınar Vakfı – Pendik.
Seminer tarihi: 17 Nisan 2024 19:30
İlginiz için teşekkür ederiz.